top of page

Bodrum Kalesi – Tarihi, Mimari ve Ziyaretçi Rehberi

Bodrum’un liman çevresinde, üç tarafı denizle çevrili kayalık bir yarımadaya inşa edilmiş olan Bodrum Kalesi, Ege Denizi’nin huzurlu kıyısında yer alır. Kale, Bodrum şehir merkezinin en karakteristik simgelerinden biridir ve tarih boyunca hem askeri bir garnizon hem de kültürel bir merkez işlevi görmüştür. 🕰 Tarihçesi Kalenin inşasına 1406 civarında, St. Jean Şövalyeleri (Knights Hospitaller) tarafından başlanmış; yapı 1406-1522 yılları arasında tamamlanmış ve geliştirilmiştir. Kalenin inşa edildiği alan, antik dönemde bir ada iken sonradan karayla bağlanarak yarımada hâline gelmiştir. Yapımında, antik dünyanın yedi harikasından biri olan Halikarnas Mozolesi’nin yıkılmış taşlarının kullanıldığına dair kaynaklar bulunmaktadır. 1523’te Osmanlı İmparatorluğu tarafından ele geçirilmiş, şapel camiye çevrilmiş ve kalenin askeri rolü değişmiştir. 1960’lardan itibaren kalede, dünya çapında önemli bir koleksiyona sahip olan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi kullanıma açılmıştır. 2016 yılında kalenin UNESCO Geçici Dünya Mirası listesine alındığı belirtilmiştir. 🏰 Mimari & Özellikleri Kale kare planlıdır; yaklaşık 180 m × 185 m ölçülerindedir. Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen şövalyeler için inşa edilen kuleler vardır: Fransız Kulesi (en yüksek), İngiliz, Alman, İtalyan ve İspanyol (Yılanlı) kuleleri. Kale, stratejik konumu sayesinde hem kara hem deniz yönlerinden savunulmuş; limanlara hâkim bir noktada yer alır. Günümüzde kale, hem dış surlarıyla hem de içindeki avlular, şapeller ve sergi salonlarıyla gezilebilecek bir komplekstir. 👣 Ziyaret Öncesi Bilmeniz Gerekenler Ziyaret saatleri: Nisan-Ekim döneminde genellikle sabah 08:30-18:30 arası, kış sezonunda ise saatler değişebilir. Ziyaret süresi olarak en az 1,5-2 saat ayırmak iyi olur; müze, kuleler ve surlar için zaman gerekir. Giriş ücretleri ve müze içi geziler için bilet kontrol etmeniz önerilir. Ayakkabılarınızın rahat olmasına özen gösterin; bazı merdivenler ve dar geçitler olabilir. Güneşin güçlü olduğu saatlerde şapka, güneş kremi ve su gibi hazırlıklar yapmak faydalı. YEDİ KAPIDAN GEÇİLİYOR Kalenin doğu duvarı dışında kalan bölümleri çift beden duvarları olarak takviye edilmiştir. İç kaleye yedi kapı geçilerek ulaşılır. Kapıların üstünde armalar bulunur. Armalarda haçlar, düz veya yatay bantlar, ejder ve aslan figürleri kullanılmıştır. İç kalede bulunan 14 sarnıçtan altı tanesi şapele aittir. Bodrum Kalesi’nin en göze çarpan bölümleri arasında kale koruganı, çiftli duvarlar arası su hendeği, asma köprü, kontrol kulesi ve II. Mahmut tuğrası yer alır. yüzyıl sonunda kalenin hapishane olarak kullanıldığı dönemde bir hamam yapısı eklenerek, Osmanlı niteliği kazanmıştır. Kale, 1995 yılında Avrupa'da Yılın Müzesi Yarışması'nda "Özel Övgü" alan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne de ev sahipliği yapar. Ancak restorasyon nedeniyle şu an sadece Uluburun ve Batık bölümleri ziyarete açıktır. 33.5 dönüm genişliğindeki bir araziye kurulmuş olan kaledeki alanlarda da çeşitli eserler sergilenmektedir. 📸 Öne Çıkan Noktalar Kaleye çıkan rampadan Bodrum limanı ve şehir manzarası harika fotoğraflar sunar. Kale içindeki Sualtı Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret ederek antik gemi batıkları ve amforalar gibi nadir eserleri görebilirsiniz. Kalenin gün batımındaki görüntüsü, Ege sahilinde en özel karelerden biridir. 🎯 Neden Ziyaret Edilmeli? Bodrum’un tarih boyunca geçirdiği dönüşümü — antik çağdan Orta Çağ’a, Orta Çağ’dan Osmanlı’ya — tek bir mekânda görme imkânı sunar. Mimari ve savunma teknolojisi açısından dikkat çekici: Şövalyeler döneminden kalma kuleler ve surlar hâlâ ayaktadır ve bu açıdan nadir kalan yapılar arasındadır. Deniz, manzara, tarih ve kültür bir arada: plajdan sonra şehir merkezine yakın tarihî bir durak arıyorsanız bu kale ideal. Ziyaret sonrası kale karşısında yer alan liman bölgesi, restoranlar ve kafelerle gününüzü keyifle tamamlayabilirsiniz.

Bodrum Serçe Limanı Cam Batığı Sergi Salonu

MS. 11 yüzyılın üçüncü on yıllık döneminde (MS1026), Marmaris Serçe Limanı’ndaki doğal bir koy içerisinde çapalama hatası sebebiyle bir Bizans gemisi 33 metre derinliğe batmıştır. Gemi batığı, Bodrumlu süngerci Mehmet Aşkın tarafından arkeologlara gösterilmiştir. 1977-1979 yılları arasında Sualtı Arkeoloji Enstitüsü (INA) tarafından yapılan kazılar ve sonrasında buluntular üzerinde yapılan araştırmalar, geminin arkeolojik ve tarihi açıdan sıra dışı özellikleri olduğu ortaya çıkarılmıştır.

Myndos Kapısı

Myndos Kapısı’nın MÖ 360’larda yapıldığı sanılmaktadır. Halikarnassos'un batısında, kentin giriş kapılarından biridir. Karya Satrabı Mausolos tarafından şehrin surları üzerine adeta bir kalkan olarak inşa edilmiştir. Halikarnassos’un iki anıtsal kapısından biri olan Myndos kapısı iki anıtsal kule ile onların ardında şehre girilen kapının yer aldığı bir iç avludan oluşur. Bu kapının kuzeyinde yer alan surlar ile kulelerin onarımının birinci aşaması 1999 yılında tamamlanmıştır. Büyük İskender’in M.Ö. 334 yılında Halikarnassos’a yaptığı saldırıları boşa çıkaran savunma amaçlı hendekler, M.Ö. 4’üncü yüzyılda oluşturulmuştur. Tarihi kalıntının bulunduğu alanda, yine M.Ö. 4’üncü yüzyıla ait olduğu düşünülen, Helenistik ve Roma dönemine ait tonozlu mezarlar bulunmaktadır.

BODRUM MAUSOLEUM

Mausolos, 24 yıl boyunca Karya Satrapı olarak görev yaptı. Ölümünden sonra da gücünün büyüklüğünün devam etmesi amacıyla bir anıt mezar yaptırmaya başladı. Bu anıt mezarın yapımına M.Ö. 355 yılında, Mausolos döneminde başlandı ve onun ölümünden sonra eşi Artemisia tarafından M.Ö. 353’te sürdürüldü. Artemisia’nın M.Ö. 351’deki ölümünden sonra yapı, dönemin ünlü heykeltıraşlarının katkılarıyla tamamlandı. Anıt mezar, 1600 yıldan uzun bir süre ayakta kalmayı başardı. Dünyanın Yedi Harikasından biri olarak kabul edilir ve ikonik statüsü sayesinde benzer nitelikteki birçok yapıya ilham kaynağı olmuştur. Mausoleum, antik kent merkezinde yer alan büyük ve yükseltilmiş bir temenos (kutsal alan) içinde bulunuyordu ve yaklaşık 50 metre yüksekliğindeydi. Yapı; yüksek bir kaide, sütunlu bir galeri, basamaklı piramidal bir çatı ve Artemisia ile Satrap Mausolos’un bir dörtlü at arabası (quadriga) üzerindeki heykellerinden oluşan dört ana bölümden meydana geliyordu. Dönemin en önemli mimarları ve heykeltıraşları tarafından inşa edilen bu yapı, mermer kabartmalar ve süslemelerle zenginleştirilmişti. Bu süslemelerde resmî törenler, kurban sahneleri, av sahneleri, Mausolos’un yaşamından kesitler ve mitolojik sahneler belirli bir düzende işlenmişti. Mausoleum yaklaşık 1650 yıl boyunca ayakta kaldı, ancak M.S. 1304 yılındaki bir depremle yıkıldı. 1402 yılında St. Jean Şövalyeleri (Rodos Şövalyeleri), anıt mezarın taşlarını sökerek Bodrum Kalesi’nin yapımında kullandılar. 1846’da İngiliz Lord Stratford ve 1856-1858 yılları arasında C.T. Newton, yaptıkları araştırmalar sonucunda Mausoleum’un kalıntılarını British Museum’a taşıdılar. 1966 ile 1977 yılları arasında ise Prof. Dr. Kristian Jeppesen başkanlığındaki bir Danimarka ekibi, Mausoleum’da bilimsel kazılar yürüttü. Bu kazılarda ortaya çıkarılan eserler günümüzde Mausoleum Müzesi’nde sergilenmektedir.

BODRUM ANTİK TİYATRO

Antik Tiyatro, Klasik çağdaki Bodrum'dan günümüze ulaşabilen tek yapıdır. Bodrum'un ortasındaki Göktepe dağının güney eteklerindeki bu tiyatro, Anadolu'nun en eski tiyatrolarından biridir. 1960'larda bir grup Türk tarafından restore edilen bu tiyatro, (En son restarasyonu Bodrum Belediyesi, Ericsson ve Turkcell işbirliği ile gerçekleştirilmiştir) günümüzde de Bodrum'daki birçok festivale sahne olmaktadır. Tiyatronun ilginç nitelikleri arasında, oyunlardan önce Dionysos uğruna kurbanların kesildiği sunağı ve bazı koltukların arasındaki, belki de gölgelik olarak kullanılmış olabilecek delikler vardır. Her koltuk arasında 40 cm.'lik bir mesafe bırakılmış olan tiyatro 13.000 kişi kapasitelidir.

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ - YATAĞAN

Bodrum'a 1.5 saat uzaklıktaki Stratonikeia Antik Kenti, Muğla'nın Yatağan ilçesinde Eskihisar köyü sınırları içerisindedir. Kent merkezinde yapılan kazı ve araştırmalar, burada Geç Bronz Çağı’ndan günümüze kadar yerleşimin olduğunu göstermektedir. Yerleşmenin adı sırasıyla Atriya, Khrysaoris, İdrias, Stratonikeia ve Eskihisar olmuştur. Kent, MÖ 281-261 yılları arasında tahtta bulunan Seleukos Kralı I. Antiokhos’un karısı Stratonike adına yenilenmiştir. Stratonikeia, hayatta kalmayı başaran gladyatörlerin emeklilik yaşadıkları bir istirahatgâh olması sebebiyle gladyatörlerin kenti olarak bilinir. Stratonikeia ve yakın çevresindeki en erken buluntular MÖ 2. binyılın sonlarına aittir. Kent, Helenistik dönemde, birbirine paralel ızgara sisteminde kesişen caddelerden oluşan hippodomik planlı olarak düzenlenmiş ve Roma döneminde de aynı yerleşim sistemi devam etmiştir. Roma dönemi sonrasında yerleşim küçüldüğünden Bizans, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde kentin sadece belirli bölümlerinde yerleşim olmuştur. Antik kent içinde, Arkaik ve Klasik dönemlere ait iki farklı sur duvarı bulunmaktadır. Kentte gymnasion, tiyatro, meclis binası (bouleuterion), hamam kompleksleri, agoralar, tapınaklar, şehir kapıları, sütunlu cadde, çeşmeler ve su yapısı ile mezar anıtları gibi yapılar bulunmaktadır. Meclis binası duvarlarında yer alan Grekçe Menippos’un takvim yazıtı ile Latince olarak Roma döneminde kentte satılan tüm mal ve hizmetlerin adları ile fiyatları ilgi çekicidir.  Kentte Bizans döneminden kiliseler ve evler ile Beylikler dönemine ait bir hamam, Osmanlı döneminde yapılmış olan Şaban Ağa Camisi, çeşme, ağa evleri gibi Türk mimarisi açısından önemli örnekler de bulunmaktadır. Antik kentteki tarihi yapıların tamamı, taş döşeli yollarda yürüyerek gezilebilmektedir.Stratonikeia, Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma İmparatorluk, Doğu Roma, Beylikler, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerine ait yapı ve kent dokusunun birlikte görülebileceği nadir yerlerden biridir.   Stratonikeia Antik Kenti 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine kaydedilmişti

Bodrum'daki son gelişmelerden haberdar olmak için

bottom of page